Karmaşık


Yapmak istediği şeyle kendisine zarar verebilir mi? Hayır...
Benim için tehlikeli mi? Hayır...
Tek olumsuz yanı üstünün kirlenmesi mi? Evet...
Etrafın kirlenmesi de olabilir tabi, olsun mu? Olsun...
İstediği şeyi yaparsa huzura erecek mi, ağlaması, tepinmesi engellenecek mi? Tabi ki...
Bir süre bizi bile rahat bırakacak hatta.
O zaman bırak yapsın.
Kirlenirse temizlersin, dağılırsa toplarsın.
Suyla oynarken bile bir süre sonra sıkılıp kendiliğinden bırakmıyor mu artık? Yaptığı her ne ise kendi bitirene kadar bekleyebilirsin, başından alıp ağlatmak zorunda da değilsin.

Bunları fareketmem biraz güç oldu ama iyi oldu. Mail grubunda da konuşuldu geçen gün. İzin verip vermediklerimiz, nedenlerimiz hakkında. İnsan 1 yaşından sonraki dönemde, bebek biraz başınabuyruk davranmaya başladığı zamanlarda fazlaca tepkisel davranabiliyor. Yine ortak bilinçaltı sanırım. Çocuk suyla oynamaz, üstünü kirletmez, koşmasın düşer, şaşar, yemeğini büyükler yedirsin, suyunu annesi içirsin vs vs.
İnsan başlarda afallıyor tabi. Çok yakaladım ben de kendimi bırak kızım onu, yapma bakayım derken. Sonra sonra düşündüm yapma dediğim şeyleri. Yapmasının ne zararı var, bırak yapsın dediklerim çok oldu. Başta düşünemiyorsun bunu, mutfakta makarnalarla oynamak isteyince ani ve tepkiyle karışık bir hayır çıkıveriyor insanın ağzından. Niye karşı çıktığını kendin bile bilemiyorsun, öyle olur ya hep. Çocuk dediğin oyuncakla oynar ne makarnası? Kafamıza böylesi yerleşmiş, ya da yerleştirilmiş sanırım. Aslında izin vermediğimiz, vermek istemediğimiz şeyler biraz da bizim rahatımızı bozacak şeyler değil mi?
Onların keşfinin bizim rahatımızdan daha önemli olduğunu anlayıp biraz daha geniş ve gevşek olabilsek, evde de daha az gerginlik yaşanır gibi geliyor.

Ama bu noktada da çocuğa neyin yapılabilir neyin gerçekten yapılamaz olduğunu nasıl anlatacağımı düşünmeden edemiyorum. Ya da birçok isteğine izin verilen çocuk arsız ve hep daha fazlasını isteyen bir çocuk olup çıkar mı? Yoksa kısıtlanmadığı için makul ve mantıklı istekleri olan, huzurlu ve sakin bir yapıya mı sahip olur bilemiyorum.
............................
demişim geçen hafta taslak olan bu yazıda. Bayağı zor bir haftaydı sanırım. Ama Defne iyileşip normal haline dönünce biraz daha sakinleşti sanki. Özellikle son iki gün basbayağı uyumlu ve sakindi. Umarım böyle devam eder, diğer türlüsü hakkaten zor çünkü.

14 yorum:

  1. Canım,bizde de durum aynen böyle..Bende artık rahat bıraktım,kirletirse temizlerim.Üstü ıslanırsa değiştiririm..Öteki türlü hem yapma demekten benim sinirlerim bozuluyor hem de istediği olmadığı için yiğit iyice asabileşiyor,bu sefer kafamıza oyuncaklarını fırlatmaya başlıyor..
    İzin verdiğimizde de arsız olacaklarını düşünmüyorum ben..
    Bu arada tatlım sana da çok geçmiş olsun umarım mr sonucun iyi çıkar bir sorun yoktur..Çok öpüyorum ikinizide..

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar doğru yazmışsın Füsüm bayıldım.
    Di mi ama ne var çocuk makarnayla oynasa, misket yerin nohut fırlatsa. Ama kalıplaşmış ya işte yiyecekle oyun olmaz!!
    Ben de çocuk olsam o kadar çeşit çeşit makarnayı görsem gözümün önünde dönüpte başka şeylere bakmam. Ondan güzel oyuncak mı olur :))

    YanıtlaSil
  3. MERHABALAR.Aslında yanını okurken geçen gün eşime anlatmak isteyip doğru kelimeleri bulamadığım bir an geçti aklımdan.ben dökülsün toplarım.ıslatsın kuruturum diyip kendimi frenliyorum.yazında bahsettiğin gibi ağlamasında tepinmesinden iyidir diyerek hemde ne olur ki mutfak çekmecesinde ki kepçe takımını boşaltsa diyorum.
    Ama eşim sürekli Defne yapma Defne bırak defne dur...
    Defne de bir noktadan sonra isyan ediyor başlıyor asabileşmeye.
    ben devreye girincede eşimden fırça yiyorum.Aramıza girme diye.
    Keşke bunu ona anlatabilsem...

    YanıtlaSil
  4. ben de olabildiğince rahat bırakıyorum ama bazen dozunu kaçırdığı oluyor, müdahale etmek zorunda kalıyorum. sanırım zamanla yapılabilirlerle yapılamazların ayrımına zaten varacaklar. bu kuşak çok çabuk öğreniyor...

    YanıtlaSil
  5. ben soyle dusunuyorum genel olarak;
    cocugun dogustan getirdigi bir huyu, karakteri var. Yani ilerde umarsiz, arsiz bi insan olursa, sadece anne evde her istedigi ile (makul olculerde) oynamasina izin verdigi icin olamaz. Tabi ki etkisi vardir, mutlaka faydasi / zarari olacak yaptikarimizin. Ama bence esas belirleyici cocugun karakteri. Dogustan inat bir evladim var da :)

    YanıtlaSil
  6. Üstün Dökmen'in anlattığı bir mesel vardır çok severim yere süt döker annesi de kağıttan bir kayık yaparka sütün içinde yüzdürmesine izin verir, oyun bittikten sonra da eline bir bez vererek o sütü silmesini sağlar. Denge sanırım bu şekilde tutturulur. Ortaya Üstün Hoca çıktıysa fena bir eğitim biçimi sayılmaz :))

    YanıtlaSil
  7. Bizim sınırımız her zaman "oğlumuza zarar gelecek mi" noktası oldu. Yani bence de temizlik, dağınıklık ne kadar kötü olabilir, yada yanlışıkla kırılan bir eşya ne kadar üzebilir ki. Ama diğer taraftan demek istediğim sınırsız bir hayat değil. Özellikle koyduğumuz çok katı olmayan sınırla çocuklarımıza tam da senin dediğin gibi "hayatta kurallar vardır"ı hatırlatan şeyler olacaktır...Offf ya İstanbul'da olsangeçen haftakieğitimde uzunnn uzun bunları konuştuk, gelebilseydin keşke...

    YanıtlaSil
  8. filizcim inşallah canım, ben de öptüm

    burcu mutfak eşyalarını çok seviyorlar, acayip, göreceksin:)

    mavi ve portakal, babalar bazen çok müdahaleci olabiliyırlar, ortak bir yol bulmak lazım, biz de yaşıyoruz bazen bunları

    sibelcim inşallah dediğin gibi olur canım

    kirazcım çok haklısın karakter çok etkili, bizim yaklaşımımızın mutlaka katkısı oluyordur ama doğuştan gelen özellikler de var mutlaka.

    anneyazar çok güzel:) üstün bey 4 sene hocamdı fakültede, ama benim bu balık hafızamda hiç yok bunlar, teşekkürler

    özdencim ne kadar isterdim gelmeyi, senin 2 yaş bunalımıyla ilgili bir yazın vardı, onu bulup okuyacağım şimdi

    YanıtlaSil
  9. ne kadar güzel anlatmışsın. çok doğru.
    günün birinde çocuğum olduğunda ben de benzer durumları bu mantık ile değerlendirmeye çalışacağım.

    sevgiler!

    YanıtlaSil
  10. güneşcim aynen öyle:)

    hesi hoşgeldin:) şaşırmadım desem yalan olur seni gördüğüme:) beğenmene çok sevindim.

    YanıtlaSil
  11. tam da bu noktadayım ben de. yemekten kulağının içine kadar yemekle kalkıyoruz, o yattığında 2 saate yakın etraf topladığım oluyor. çünkü yaş itibariyle dağıtmaya meyilli, pek toplamıyor. ama sonumuz ne olur bilemiyorum:)

    YanıtlaSil
  12. yeliz hoşgeldin:)
    defne de aynı hiç toplamıyor oyuncaklarını, çok üzülüyorum. toplamasını istedikçe de inat edip anne toplasın diyor, elini sürmüyor. halbuki biz küçüklüğünden beri hep eşyalarını derli toplu tuttuk, gözünün önünde topladık öğrensin diye ama pek başarılı olamamışız:(

    YanıtlaSil
  13. Füsuncum yazdığın şekilde davranınca hayat daha kolay oluyor değil mi..Hayati tehlike yaratan bir talep olmadıkça ben de inatlaşmıyorum,varsın evim b.k götürsün:)Ama birkaç kuralımız var,onların hiçbir şekilde esnekliği yok.Dağınıklık desen Zeyno'da da feci.Umarım düzelir zamanla...Öperim ikinizi de...

    YanıtlaSil

Düşüncelerinizi görmeyi seviyorum.

Related Posts with Thumbnails