Çok zengin ol Defne, çok...

Hastalık kadar hastalık sonrası da çok zor geçiyor. Aftlar çabuk iyileşti neyse ki, dünden beri işine gelen herşeyi yiyebiliyor ama yine de iştahsız Defne. Ağzı acıyor diye aldığım kavanoz meyve pürelerini yemek istiyor, çorba yerine. 1 tane kaldı, onu da yesin bitti diyeceğiz.

Ama en zoru şimdiye kadar hiçbir hasatalığında başımıza gelmeyen huy değişimi. Çok ama çok huysuz, inatçı, mızmız. Herşeye ağlayabiliyor, en alakasız konularda inat edip boğazı çatallanarak bağırıyor ki bu şekilde bağırdığına ilk kez şahit oluyorum. Dün ben de hastalık sürecinin yorgunluğundan olsa gerek biraz sinirli ve kontrolsüz davranınca bütün gecemiz berbat geçti. Şimdi tek isteğim bir an önce eski haline geri dönmesi.

Koç burcu Defne. Hiç ilgimi çekmeyen bir konu aslında bu ama anneannesiyle aynı burçtan olması ve annemin sürekli tuttuğunu koparan, inatçı, azimli bir burçtur demesi ilgimi çekti.  Öyle bir insan mı olacak acaba? Hırsları, tutkuları olacak mı çok merak ediyorum. Benim yoktur mesela. Ne öğrenciyken ne iş hayatında hiçbir zaman en iyi olmalıyım, herşeyi mükemmel yapmalıyım şeklinde hırslarım olmadı. Ortalamaların insanıyım, çan eğrisinin tam ortası en sevdiğim yer oldu hep. Kimseyle yarışmadım, kendimi yoramam bunlar için dedim her zaman. Defne benim gibi mi olacak yoksa benden hırslı mı? Şimdi bile zor bir işle uğraşırken kendini sıkması, alt çeneyi öne çıkarıp dişlerini kenetlemesi, yapana kadar bırakmaması çok ilginç. Böyle sürer mi ki?

Hırs güzel şey, insanı ileriye götürür aslında, kendini aşmaya. Ama yeter ki başkalarını ezmek ya da onları küçük görmek pahasına olmasın. Sadece kendiyle yarışsın isterim. Tutkuyla bağlandığı bir uğraşı olsun ya da. Sabahın kör saatinde zevkle kalkmasını sağlayacak, hayatını zenginleştirecek merakları...hayalleri...mutlulukları...

Zengin bir hayatı olsun çok isterim, zenginliği maddiyatta aramayacak kadar zengin...