Güzel şeyler yazmak istiyorum, mesela Defne'nin giysilerini alıp alıp üstüne tutuşunu, her seferinde ayyyyyy diye eşlik etmesini, en ufacık yamukluğa, kırışıklığa dayanamayıp düdet düdet diye uyarmasını, herşeyi kendi yapmak isteyip beceremediklerinde beber beber diyerek beraber yapmak istemesini, parkta bisikletine binen bir çocuğu görürü görmez in in benim benim diyerek koşturup bunu günler geçmesine rağmen unutmamasını, her aklına geldiğinde tekrarlamasını vs vs.
Şu sonbahar melankolisi beni de vurdu sanırım, herşey yolunda olsa da insan sıkılamaz mı? Erkekler niye bu kadar düz düşünür? Haftanın en gevşek, en beklenen gününün akşamı evde olmak yerine neden okulu ziyarete gelen Avrupalı meslektaşlarımızla halı saha maçına gider? (Erkek her yerde erkek yani, Avrupalı mavrupalı farketmiyor, sabah uçaktan inip akşama halı sahaya gidebiliyorlar.)
Defne hala aynı, okuldan gelince hala iplemiyor beni, anneannesinin arkasına saklanıyor bazen, gelmek istemiyor bana. İlgisiz anne olsam anlayacağım, daha napabilirim bilmiyorum walla. Bana gelse babasına gitmiyor. Niye böyle anlamadım. İşin ilginci annem giderken de arkasından ağlaması onu araması gibi bir durum da söz konusu değil. Güzelce el sallayarak gönderiyor, ekmek diyerek ekmek getirmesini istiyor. Evde arada aklına gelince soruyor, gitti ama gelecek diyoruz, yine ekmek diyor:))
Burda havalar hala tuhaf bir şekilde sıcak, sıkıcı. Kış gelsin artık, şu sonbahar durumları bitsin istiyorum. Okuduğum kitap da bitsin artık. Çok süründü elimde, sıkıldım, aslında ilgimi çekmişti ama okuyamadıkça koptum kitaptan, her gece 2-3 sayfa olunca olmuyor işte.
Sayın koca teşrif ettiler, ben yazının sonunu bağlayamadım iyi mi? Bu da böyle sonuçsuz bir yazı olsun artık, belki biraz yeşillik iyi gider. Şöyle şuralara gidesim var...
ilahi Defne,
YanıtlaSililahi avrupali da olsa erkek milleti ve
ilahi esin =)
sonbahardan hearlde Füsuncum bende böööle bi durgunum,
hersey duzelir elbet.
Optum
Ben de hiç sevmiyorum bu belirsizlik zamanlarını. Ama geçip gidiyorlar daha önce de olduğu gibi. Yine de hep izleri kalıyor sanki. Neyse boşver...
YanıtlaSilDefne senin gibi bir anneyi niye iplemesin? Belki de bizim onlardan beklentimiz fazla, durumu anlasinlar falan bekliyoruz. Bazen bebek olduklarini bile unutarak. Aslinda ne kadar iyi. Hicbirinizin arkasindan aglamasin.
Sevgiler
Umur & Ada
kirazcım eski postlarını okuyordum az önce, bana arada gelirler öyle, ne zaman nasıl yorumlaşmaya başlamışız onu merak ettim birden, ya ne geç bulmuşum seni, ne eğlenceliymiş senin blogun:))
YanıtlaSilelifcim çok haklısın, kimsenin arkasından ağlamasın gerçekten, öpüyorum
Füsuncum sonbahardan sanırım bu belirsizlik,durgunluk durumları.Bendede var bu ara hem yalnızım hem nezleyim akşama kadar ne yapsam ne etsem diye düşünmekten başka birşey yapmaz oldum.Geçer elbet...
YanıtlaSilResimde güzelmiş valla ohh mis gibi oksijen gidersen benide all
benim de gidesim dağlara bayırlara vurasım sonbahar yapraklarını çıtırdatasım var çok..arada başıboş hissetmek istiyor insan,
YanıtlaSildefne belki önemsedigin için devam ettiriyordur ?
füsuncum Ada da aynı Defne gibi.Onu babannesinden almaya gittiğimde kıyametler kopuyor.Gelmiceem,burda kalcaaam.Dedesinin arkasına saklanıyor.İnsan özlemezmi annesini yaa bütün gün görmediği halde.Aldırmamaya çalışsam da bazen bozulmuyor değilim.Bu durumun ilgisizlikle hiç alakası yok inan.
YanıtlaSilGelelim ikinci konuya,bak senin eşin bir kaç saatliğine maça gitmiş,benimki 10 günlüğüne Mersine:))
Oysa daha Ankaraya döneli 1 ay olmuştu.Mersinden gelip 15 gün kalıp İst.a gidecek.Yoğun çalışıyor adam ne yapalım.İlk zamanlar çok üzülüyordum ama artık hem evli hem de özgür olmaya öyle alıştım ve özlem sevgiyi öyle büyüten bir faktör ki,bazen karı-koca öğretmen olanları düşündüğümde "sıkılmıyorlarmı birbirlerinden" diye düşünüyorum:))Yalnız kaldığın anların tadını çıkar bence hiiç canını sıkma.öpüyorum.
füsuncum merhaba, defnenin ki bi dönem ve çok normal bi zaman tüm çocuklarda oluyor inan, yani geçecek hepsi birbirini takiben, sanki sırayla aynı şeyleri yapıyor gibiler bu bücürükler:):)
YanıtlaSilevet ben de eşiyle daha çok zaman geçirince mutlu olanlardanım seni çok iyi anlıyorum
ama bazen erkekler gibi düz düşünebilmeyi isterdim inan o zaman hem kendimiz daha mutlu olurduk hem de etrafımızdakiler:)
aaaaa ama bak!!!1 son bahara laf yok lüfffeeeeen ama :):)
güzün güzelliğine bayılıyorum ben:)
eminecim geçmiş olsun canım
YanıtlaSilben de evdeyken aynen öyleyim ne yapsam ne yapsam diye idye hiçbir şey yapmadan gün bitiyor bazen
demetcim o hiç aklıma gelmedi, cidden çok taktığım için mi sürdürüyor acaba? az değil bunlar, herşey beklenir walla
YanıtlaSilbaşakcım insan okuldan gelince şöyle koştursun boynuna sarılsın bekliyor değil mi? normali bu ama bizimkiler bir çeşit o zaman, ada da fenaymış baksana.
YanıtlaSilsenin işin de zormuş canım, eşin bir var bir yok ama özlem ve sıkılma konularında sana tamamen katılıyorum, arada özlemek iyi oluyordur mutlaka
meltemcim sonbaharı kışı ben de çok severim, sanırım şu an içinde bulunduğum ruh halini sevmiyorum, sebep de bulamıyorum ya mevsime attım suçu:))
YanıtlaSildediğin gibi defneninki geçici bir dönemdir umarım, çok sağol yorumun için
Füsuncuğum, belki de bırakıp gittiğimiz için ceza veriyorlar akıllarınca, olamaz mı? Gerçi rüya da şimdilik böyle şeyler yok ama belki bakan anneanne veya babaanne olsaydı olur muydu bilmiyorum çünkü anneanne ve babaanneler fazla şımarttıkları için onlarla kalmayı tercih ediyor da olabilirler.
YanıtlaSilErkek konusuna gelince, ben akşamları bizimle olmasına bayılırken o da bizimle olmamaya bayılıyor gibi:)) Halbuki beni biri bu kadar yanında görmeyi istese ben çok mutlu olurdum...Erkek işte napcan:)))
kesinlikle, erkek işte. Dediğin gibi biz onunla olmak isterken o da dışarda olmak istiyor, ne tuhaf
YanıtlaSil