Bu kitabı, kitapları çok ama çok seven ve bizim için harika bir kaynak olan tatlı bir anne ve ondan daha tatlı kızı sayesinde tanıdım. Kim mi onlar? Berna ve Ekin tabi ki.
Berna'nın kitap hakkında yazdığı yazı tam benim sipariş verceğim döneme denk gelince hemen eklemiştim, tatlı Metin'in maceralarını anlatan bu kitabı listeye.
Gelir gelmez de benim en beğendiğim kitaplar arasında yerini aldı El Bebek Gül Bebek.
Kitap, 10 fare yavrusu içinde en zayıf, en çelimsiz ve en çok korunan Metin isimli küçük farenin maceralarını anlatıyor. Annesi, abi ve ablalarına çok güvendiği Metin'i sanırım en küçük olması nedeniyle, sürekli koruyup kolluyor. Hasta olmasın, terlemesin, üşümesin, düşmesin diye dışarı çıkmasına izin vermiyor, hep evde oturtuyor. Hatta Metin'in babaannesi gelinine "bu çocuğu pamuklara saracaksın nerdeyse" diyerek kızıyor. Kitabın orjinal adı da buradan geliyor sanırım. "Cottonwool Colin". Colin nasıl ve neden Metin olmuş, onu anlamadım ama olsun, şirin olmuş.
İşte ne oluyorsa babaannenin bu lafıyla oluyor. Anne bunun harika bir fikir olduğunu düşünüp hakikaten Metin'i pamuklara sarıyor ve dışarı çıkmasına izin veriyor. Ama Metin pamuğun içinde önünü göremediği için önce yüksek bir yerden düşüyor, sonra kendisini kartopu sanan bir çocuk onu fırlatıp atıyor, pamuk şeker sanan bir ördek didikliyor ve tombul bir tavşan sanan tilki kovalıyor.
Metin, tüm bu badireleri sapasağlam atlatıyor ve eve dönüp annesine olan biteni anlatıyor. Her şekilde hayatta kaldığını ve artık dışarı çıkmak istediğini söylüyor ve annesi izin veriyor.
Kitabın hikayesi farklı ve çok sevimli, çizimleri yumuşacık ve çok esprili. Mesela benim en sevdiğim sayfa şu alttaki:
Tepesine kestane düşen Metin'e ve ifadesine bakar mısınız? Çok şeker değil mi?
Ayrıca yazı fontları da çok ilginç. Büyük kelimesini büyük fontlarla, küçüğü küçük, küçücüğü daha küçük fontlarla yazmışlar. Dolamış dolamışı dalga dalga, vurgulu ifadeleri yine kocaman fontlarla yazmışlar.
Kitap Kır Çiçeği Yayınları'ndan çıkmış. Aynı yayınevine ait, yine çok sevdiğimiz Karda Ayak İzleri'nde de bu şekilde dalgalı, dönen sevimli yazılar vardı.
Kitabı her ayrıntısıyla çok sevdik biz, keşke ara sıra karşımıza çıkan ve okumayı az da olsa zorlaştıran devrik ifadeler olmasaydı. Orjinaline sadık kalmak için mi yapıldı bilemiyorum ama bazı cümleler yarıda kalmış hissi uyandırıyor insanda. Ama çok da önemli değil, kitabı yine de rahatlıkla tavsiye ederim diyebiliyorum.
evde cemile fırtınamaız hala devam ediyor bizim sıra sıra tüm serilerin aldık:)
YanıtlaSilhepsini ezberledi ciddi ciddi:)
ama hala vazgeçemiyor :)
hem resimler hem anlatım tek geçiyoruz hala:):):)
ben değil asya:)
bizim de favorimiz halen ve mecburen cemile.ezberledi artik.ankaraya donunce ilk isim dosta gidip bir suru kitap almak olacak.limitsiz 6 taksitte var ustelik:)
YanıtlaSilcemileyi defne de çok seviyor, ben de sadece ona bağımlı olmasın diye başka almıyorum:))
YanıtlaSilbaşak 6 taksit, ne güzel. öğrenciyken alırdım ben oradan bir sürü kitap, o zaman kredi kartı falan yok tabi, dost kart vardı, her ay gidip elden öderdik taksitleri:)
Füsun'cuğum, çok güzel bahsetmişsin bizden, çok teşekkür ederim :))
YanıtlaSilBiz de kitaptaki esprileri çok seviyoruz :)