Karışık İşler Karışık Kafa

Yazacak çok şey var aslında ama toparlayamıyorum, bir sürü şey var kafamda, hangisini düşüneyim şaşırdım. Dün evi yerleştirmeye devam ettik, 2 aydır yerleştiremedik, ne tembeliz.
Temmuz başı benim tayinimin çıkmasıyla İzmit'e taşındık, isteyerek geldik, zaten 5 sene önce burdan mecburen Kastamonu'ya gitmiştik, mecburi hizmetmiş, yapak lazımmış. Devlet baba gidile diye buyurdu, topladık tası tarağı, düştük İnebolu yollarına.

Hiç ümidim yoktu, kalırız artık oralarda derken bir baktım çıkıvermiş tayin, kocamınki çıkmadı tabi, eş durumu tayinini bekledik, ağustos sonu onu da yanıma alıverdim:))
Bu süre zarfında biraz Defne'nin babaannesinde köyde, biraz anneannede Karamürselde takıldık. (Biraz mı, 2 ay olmuş yuhh) Sanırım rahat geldi, sabah erken kalkan, Defne'yle ilgilenmek için ölüp biten büyükanneler, hazır yemekler, sıfır ev işi falan falan.
Ama kendime dönüp baktığımda artık evimi, çekirdek ailemi özlediğimi farkediyorum. Kızımla sırf ben ilgilenmeyeli o kadar zaman olmuş ki, zaten işe başlayınca anneanne hafta içi gelip Defne'ye bakacak. Ne yaman çelişki, evde yanlız olanlar, çalışmak ister yada bir yardımcı, benim gibi rahat batanlar da evde yanlız olan, bebeğiyle vakit geçirebilen annelere özenir.

Neyse sanırım yarın evimize geçiyoruz, suyu açtırdık, elektrik de açıldı, yarın doğalgazcılar gelecek, umarım o da açılır. Bu işler çok ama çok zormuş, nüfusu aldırmak için bile 3 kere nüfus müdürlüğüne gittik, adresi tam olarak öğrenmek gerekiyor bunu anladım. Yeni sistem varmış, iç kapı dış kapı nosu olacakmış. Bir de fatura istiyorlar, bir sürü iş, çok ama çok sıkıcı, sakın yerinden kıpırdayıp taşınmaya kalkma bunu okuyan blogger kardeş.

Telefon henüz bağlatamadık, net de yok doğal olarak. (ne yapacağım ben, ellerim titrer mi ki nete giremezsem) Telefon, internet tırı vırı işlermiş, acelesi yokmuş sevgili kocaya göre, göreceğiz:))

Dün resmi olarak okullar açıldı, yeni okuluma gittim ilk kez. Tamam değişiklik güzel birşey ama bir anda bu kadarı fazla değil mi yahu? Ev değişti, okul, iş ve normal arkadaşlar komple değişti, şehir, ortam değişti, biraz zor olacak alışması. Okulumu sevdim, öğretmenler çok sıcak karşıladı, hepsi kendini tanıtıp hoşgeldin dediler, beklemiyordum doğrusu ve bir sürü de bayan öğretmen var. Meslek lisesi olduğu için az olacağını düşünmüştüm, yanılmışım.

(Dün evi yerleştirirken halı yıkamacı geldi apartmana, ben de tüm halıları verdim adama, fişi bulamıyorum şimdi de iyi mi? Gitti halılar.)

Blog baskısı bir yana (mahalle baskısı gibi oldu), motive edici bir gücü olduğu kesin. Baktım bütün anneler derin dondurucuları dolduruyor, hemen ben de attım kendimi pazar yollarına. 7 kilo barbunya aldım 2 postada, 4ünü dün gidince eve koydum, bugün 3 daha aldım. Biraz bamya (Defne seviyor babasına inat, ben de tabi) biraz da fasulye aldım. Börülce bulamadım, üzüldüm. Şimdi hem 2 ayın eşyasını toplamam hem bu sebzeleri ayıklamam lazım, ben geldim blog yazıyorum.

Bu arada Defne'ye 2 ahşap oyuncak daha aldım, bloga da koyacağım, ayrıca hem ona hem kendime birsürü kitap ısmarladım. Evde daha okunacaklar varken hala alıyorum, seviyorum ne yapayım. Alacakaranlık serisinin son kitabındayım, bitsin de kurtulayım artık şu vampirlerden, zira sıkıldım 4 kitap üstüste okuyunca.

Öğlen Defne'yle camdan bakarken bir anneyle(sanırım annesiydi) kızını gördük. Bir yere gidiyorlardı, bizim evin önündeki inşaat için oraya dökülen oldukça büyük kum yığınının önünde durdular. Kız 4-5 yaşlarındaydı ancak, kumla oynamaya başladı, üstüne tırmadı, avuçladı, tepindi. Anne kendi halinde bir kadındı, o çocuğa bir kere yapma, yürü gidelim, üstün başın kirlendi demedi. Çocuk oynarken kenarda, okulun bitmesini bekleyen annelerin teslimiyetiyle sadece bekledi. Oyunu bitene kadar. Sonra beraberce gittiler, yarım saat oynamıştır çocuk. Çok hoşuma gitti, camdan onları izledim, düşündüm ben bu kadarını yapabilir miydim acaba, çoktan kolundan tutup götürmüş müydüm çocuğu, bilemedim.

7 yorum:

  1. Zeynep'e annem bakıyor,evlerimiz çok ters yerlerde ve hergün gidip gelmek çok zor olduğundan haftaiçi orda kalıyoruz,haftasonu evimize geliyoruz.Senin gibi bende cumayı iple çekiyorum kızımla başbaşa kalayım,herşeyiyle ben ilgileneyim diye.İşyerinde bütün arkadaşlar benim yerimde olmak için can atıyorlar oysa:)hazır yemek,yıkanmış paklanmış çocuk,ütülenmiş çamaşırlar...yine de evim evim güzel evim

    YanıtlaSil
  2. Canım benim,çok yoruldun ama artık evine yerleşiyorsun,güle güle otur inşallah..Okulunu sevmenede çok sevindim.Alacakaranlık bağımlılık yapıyor,bende kısa sürede 4 kitabı bitirdim.5.kitap daha çıkmamış ama bazı bölümleri nette yayınlanmış,onlarıda okudum..filminide izliycem yakında..
    Ve kumda oyun oynama yiğitinde bu aralar çok hoşuna gidiyor,ne kadar oynasada doymuyor malesef..eve bir geliyoruz her yanı kum içinde..doğru banyoya tabi..

    YanıtlaSil
  3. Kolay gelsin canım ya Allah kolaylık versin taşınmak zor olsa gerek ana annenin yanında olmak büyük bir nimet gerçekten bu sayede daha kolay toparlanırsın.
    Dediğin gibi evini kendi düzenini özlüyor insan zeynes arkadaşımın dediği gibi evim güzel evim

    YanıtlaSil
  4. cok yaman celiski Füsuncum hakikaten, cok haklisin. Ben su an keske degecek bir isim olsaydi da, gunduzleri biraz Doruktan uzaklasip onu ozleyebilsem, bu kadar yorulmasam diyorum :)
    Degisimler baslangicta hep zor, ama hersey rayına oturacak.
    Herseyin gonlune gore olmasi dilegi ile.
    (Bu arada blog baskısı denen sey var dimi gercekten :), yalnız su buzlugu dolduran annelerden biri bensem eger :) yanlis alarm, oyle yazdigima bakma, 4-5 aksam yemegini kurtaracak yemek ancak atabildik :)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
  5. kolay gelsin füsuncum epey yoğun günler geçiriyorsun bakıyorum.Ayıca mutfağı sevmem diyorsun ama dolabı doldurmuşsun maşallah:)Bu arada yazının bir yerinde Karamürsel bahsi geçti oralımısın?Hayatım boyunca memleketimden bile daha çok sevdiğim hep özlediğim hayatımın sonuna kadar özleyeceğim bana hayatı öğreten en büyük mutlulukları tattıran aşkımı veren şehir...ilk görev yerim...ve burnumun direği sızlayarak gözlerim dolarak yazıyorum bunları...Benim yerime bir çay iç öğretmen evi çay bahçesinde.Al sana bir ortak nokta daha:)

    YanıtlaSil
  6. nescim insan bazı şeyleri kendi yapmak istiyor değil mi? evimde olayım kızımın yemeklerini ben yapayım diyor, bulduk da bunuyoruz ama öyle hissediyorum cidden, seni çok iyi anlıyorum

    filizcim sağol canım, yorulduk cidden, bir yerleşsek eve tam olarak çok rahatlayacağım, öptüm yiğile seni

    eminecim aynen, evim de evim diyorum
    annem de sağolsun çok rahat ettiriyor bizi, fazla alışıyoruz rahata sonra bocalıyoruz, sizi de öptüm gülceyle

    ah kirazım ah bu çelişkiler adamı yer, çok düşünmemek lazım galiba
    blog baskısı var tabii olmaz mı, ama biz kendimiz yaratıyoruz sanırım
    bloglara bakıp alt alta yazılmış mükemmel anne evlat muhabbetlerini görünce ver elini vicdan azabı
    öperim canım

    başakcım şok şok!! ciddi misin yaa, ben buralı sayılırım doğma büyüme, babam askerdi arada başka yerlere de gittik ama genel olarak buralıyım diyebilirim. çaylar feda olsun sana gel beraber içelim.
    hangi okuldaydın bu arada? ben de 3 sene çalıştım karamürselde

    YanıtlaSil
  7. iki yıl anadolu lisesinde görevlendirme çalıştım son yılda atatürk iöo.Sonra evlenip ankaraya geldim zaten mecrubi hizmet banada vuruyordu evlenip yırttım yani:)aslında yaşlarımız yakın belki de bir yerlerde denk gelmişizdir seninle.Ayrıldıktan sonra bağımı koparmadım zaten her yaz gittim en son adaya hamileyken gitmiştim.Hala dostlarım var orada.kimbilir belki birgün yine gelirim ada biraz büyüyünce.seninle de bir çay içeriz artık ozaman:)zaten dedim ya ölene kadar unutamam ben orayı.

    YanıtlaSil

Düşüncelerinizi görmeyi seviyorum.

Related Posts with Thumbnails