Bir Annenin Saçmaları vol II

Aktivite yapan anneler bu ara çok üzüldü, canı sıkıldı. Bloglar kapandı (çok üzgünüm), bazı yerlerde iş çok çirkin boyutlara vardı.
Kapitalist sistemin bilmemnesi bile olduk ya ona çok güldüm ama:)
Ben kendi adıma aktivite yapıyorsam sadece eğlenmek, hoş vakit geçirmek için yapıyorum. Bir yararı oluyorsa da ne ala. Çocuklarla oynamayı pek bilmeyen, eskiden beri de pek hazetmeyen bir insan olarak "aktivite" dediğimiz şey benim kurtarıcım oluyor açıkçası. Derdim ne çok zeki, başarılı bir insan yaratmak ne de efendi, uslu uslu oturan büyümüş de küçülmüş bir çocuk yetiştirmek. Benim kızım mutlu olsun, bana yeter. İsterse okumasın, doğru karar verebilen, ne istediğini bilen bir insan olsun, varsa yeteneklerini kullanabilsin, bu kadar.
Ne despot bir anneyim, ne sıkıyönetim uyguluyorum, ne de aktivite zamanı diye çocuğu boğuyorum. Her zaman söyledim burada da, haftada 1 birşey yapıyorsam, buraya arka arkaya dizince sürekli aktivite halindeyiz gibi görülüyor, aman görünüşe aldanmayın diye. Özellikle bakın ben aktivite yapıyorum, mükemmel anneyim imajı yaratmamaya gayret ettim. Bu yola birlikte çıktığımız birkaç arkadaşımla (Filiz, Emine ve Şule) paylaşmak amacıyla koydum bloga da. İşine yarayanların olduğunu gördükçe de devam ettim. Kendi fikrim diye de satmadım, yerli yabancı bloglardan pek güzel kopyaladığımı söyledim.
Uzun zamandır aktivite yapmıyoruz zaten, Defne isterse katılırsa yapıyoruz, aksi zaten mümkün değil.
Tamamen montessoriye dayalı bir çocuk yetiştirme sistemim zaten yok. Beğendiğim yönleri alıp kullanıyorum, yakın buluyorum kendime. Bu yöntemi tanımasaydım da yaptıklarım aşağı yukarı benzer şeyler olurdu zaten. Bu açıdan benim içim çok rahat, ne yaptığımı biliyorum. Ben mutlu kızım mutlu, var mı ötesi...
Kontrol delisi, baskıcı bir anne asla olmadım, olamam da. Yapıma ters zaten. Mutlaka yazmak mı gerekiyor acaba, evdeki özgür, çocuğa saygı duyulan ortamı, seçmesine izin verdiğimiz halleri, düşünce kaldırmadığımızı falan.
Ohh ya, yazdım da rahatladım, hafifledim, kafamda dönüp duracağına burada dursun dedim, iyi de ettim.