Yerleşik Yaşam

Baştan başlayayım en iyisi.
Babam askerdi benim. Bu ne demek yaşayanlar bilir. Bol tayin, şehir olmasa da sık sık lojman, çevre ve okul değiştirme, aynı insanlarla 3-4 yıldan uzun süre arkadaşlık edememe... Tam da sıkı dostlukların temellerinin atıldığı ortaokul ve lise döneminde iki kez şehir değiştirme de eklenince, üniversiteye başladığımda (o da bambaşka bir şehirde) hayatımda sağlam tek bir dostunun arkadaşının olmadığını görmece.
Belki de bu yüzden sımsıkı sarıldım o dönem yanımda yöremde olan insanlara. Sonra ne mi oldu, her birimiz dört bir yana savrulduk. Okul bitti, eğitim neferleri olarak dağıldık ülkenin çeşitli şehirlerine.

Oysa ne kadar özenirdim yeni tanıştığım sıra arkadaşımın, mahalledeki 10 yıllık bebeklik arkadaşıyla sinemaya gitmesine, o da yetmezmiş gibi her sene gittikleri kampta bir de yaz arkadaşlarıyla buluşmasına. Benim 5 sene üstüste görebildiğim bir arkadaşım olmamışken onun bu zenginliğini gerçekten kıskanırdım.

Benim arkadaş edinememe maceram üniversiteden sonra da hız kesmeden devam etti. Önce 3 sene ailemin yanında çalıştım. Zor olsa da (sanırım insanlar iş hayatına atıldıktan sonra arkadaş edinmeyi umursamıyorlar ya da istemiyorlar kim bilir) sevdiğim, güvendiğim dostlarım oldu. Tam yaşadığım yere, çevreye, insanlara alışmaya başlamışken bu kadar yerleşme sana yeter dendi ve mecburi sebeplerle anadolunun güzide bir kasabasına gönderildik. Orada yaşadığım 5 sene hem sıkıcı hem güzeldi. İnsanların birlikte zaman geçirmekten başaka yapabilecekleri herhangi bir sosyal aktivite olmadığından güzel dostluklar kurduk ama orası yaşamak istediğimiz yer değildi ve tayin isteyip şu anda yaşadığımız yere geldik.
Buradan kendimiz istemedikçe gitmek zorunda kalmayacağız, bunu biliyorum em azından. Ve en azından artık yerleşik bir hayatım var. Bunu bilmek, gitmek zorunda kalmamak iyi hissettiriyor. Yerleşememenin tedirginliği yok artık içimde ve kızım benim yaşadıklarımı yaşamayacak büyük ihtimalle. Eski arkadaşları, dostları olacak onun.
Aslında bu yazıyı aylardır yazmaya niyetliydim ve şöyle bitirecektim. "32 yaşındayım ve hala yalnızım."
Ama artık değilim, hiç ummadığım beklemediğim bir anda hayatıma girdi ve bana öğrencilik yıllarımdaki karşılıksız, teklifsiz, yapmacıksız dostlukları hatırlatan bir arkadaş oldu Ş. Sıkıldığımda kapısını çalabileceğimi, kocam ve kızım olmadan birşeyler yapmak istediğimde arayabileceğimi biliyorum. Bu güzel birşey, gerçekten. Eksikliğini bilmeyenlerin anlayamayacağı cinsten çok güzel birşey...
......
Blog dostlarımı çok ama çok ayrı tutarım tabi, onlar iyi ki varlar, her zaman.

.....................
görsel

14 yorum:

  1. ne mutlu sana elbette blog arkadaşlıklarıda hoş ama insanın her daim kapısını çalabileceği dostu,arkadaşı olması ayrı bir haz
    geç bulup erken kaybetmeyin dotluk ve arkadaşlığı :)sevgiyle kal

    YanıtlaSil
  2. Füsuncuğum, benim de gerçek dostlarım öğrencilik yıllarımda girdi hayatıma, çok önemli gerçketen ve ne mutlu sana bu zaman da bulabildinse..

    YanıtlaSil
  3. Ş :) deyince heyecan yapmadım değil :)

    Senın adına çok sevındım canım..
    Şükürler olsun.. güzel dostluklar kurup bunları devam ettırebıldım..

    Ve senın de bu duyguyu şu an yaşıyor olmana ınan cok sevındım :)

    YanıtlaSil
  4. Çook sevindim canım senin adına:D Ama unutma gerçekten, bizde en azından bende buralardayım, her zaman:D Ş. ye sevgiler, öpüldün;)

    YanıtlaSil
  5. en az bir tane dostum dediğin biri olmalı hayatında. gerçekten güven veren bir his :)))
    sevindim böyle birinin nihayet hayatında olmasına...

    YanıtlaSil
  6. bir asker kızı olarak tam da benim mütemadiyen bulunduğum serzeniştimi dile getirmişsin füsüm:))herkesin dışarıdan bakıp özendiği seninse lanet ettiğin tayinlerle dolu bir çocukluk gençlik dönemi...hayatının en güzel günlerini paylaştığın arkadaşların nerde artık bilemiyorsun bile,çoğu gitmiş azı kalmış malesef...sen yerleşik yaşama geçmemin ferahlığını yaşıyorsun bir nebze de olsa, ben henüz geçemedim,içimde hala bir umut,yabancısı oldugum bu topraklardan koparız belki biz de...neyse canım sıkıldı,moralim bozuldu şimdi...arkadaşlarımı özledim...28 yaşındayım ve hala yalnızım:(((

    YanıtlaSil
  7. Füsun'cum üç ilkokul, iki ortaokul ve iki lise değiştirdim benzer nedenlerle... Üniversite bile iki tane... Ama onu ben istedim:)Sanırım bir tek ilkokulu bitirdiğimde çok üzülmüştüm yaşadığım yerden ayrılırken... Sonra alıştım her halde... Sonunda bu şehre kök saldım... Ve insan kök saldığında ayrılık düşüncesi bile acı geliyor... Ama ben olaya bir de şu yönden bakıyorum... O kadar çok arkadaşım var ki... İlk okuldan, liseden üniversiten hala görüştüğüm insanlar hem de...

    Bu arada dostluğunuz daim olsun:) Bu duygunun ne kadar anlamlı olduğunu tahmin edebiliyorum:)

    YanıtlaSil
  8. Füsun benim de öğrencilikten kalma dostluklarım arkadaşlarım yok.Ankarada da yok malesef.Sadece okul arkadaşlarım onlar da okulla sınırlı.Ben 31 yıllık hayatımda arkadaşlığın ve dostluğun ne olduğunu karamürselde öğrendim ve 6yıldır da aramızdaki mesafelere rağmen hala görüşüyoruz gidip geliyoruz birbirimize tatillerde bir kaç arkadaş.Telefonla görüşüyoruz sık sık.Ama ben de yalnızım.Senin adına sevindim umarım yanılmaz ve çok güzel zamanlar geçirirsin yeni arkadaşınla

    YanıtlaSil
  9. canım ;aynı dert:)
    bende bir öğretmen cocuğuydum ve biz en fazla 2 defa 4 sene bir yerde kaldık.
    hep iki senede bir yer değiştiridik.
    ve anemin aman kimseye güvenme başkasına bişey anlatmayın uyarılarıyla büyüdüm.
    ve bu bende yerleşti ve çocukluğumdaki bu durum büyüyüncede devam etti.
    ama bu güvenmeme durumu ters tepti bende herkese aşırı güven durumuna dönüştü.
    ama güvensemde hiç sağlıklı arkadaşlıklar kuramadım ki zaten bunun için yeterli zamnımız hiç olmadı.
    hep tek vakit geçirmeye alıştım bu üniversitede de böyle devam etti insanlar dip dibe neyi var neyi yoksa anlatırken ben çekip durdum kendimi,
    dolayısıyla uzun soluklu hiç arkadaşım olmadı.
    evlenmeye karar vediğimde arayacak ve sevinip anlatacak kimsem olmadığını anlayınca çok kötü olmuştum.
    şimdide hala çok sıkı dostlarım yok okulda görüştüğüm öğretmenler dışında.
    ve senin bu dostluğu bulmana çok sevindim darısı başıma artık:)

    YanıtlaSil
  10. Ben ne asker çocuğuyum, ne de öğretmen. Ama aynı şehir içinde 3 okul değiştirerek ilkokulu bitirdim. kiracı olmak da göçebelik...
    Sonrasında da Istanbul'a taşındık.
    Hep rüyalarımda görüyorum eski kankaları

    YanıtlaSil
  11. ben de heyecan yaptım ş de:D
    füsüm çok sevindim güzel bir dost bulmana.
    ben de yalnızım.kusur buluyorum,bu çok i,yi birisi ama şunu yaptı bak demek ki ...vs gibi iç konuşmalar yasıyorum. buldum birini desem , bilgeyi bırakıp da gidip görüşmede tembellik ediyorum.

    YanıtlaSil
  12. Ben yerleşik düzende olmama rağmen aynı şeylerden muzdarip oldum çoğu zaman.
    Ben kendimi hangi kategoriye sokacağımı bulamadım burda. Kk dostluğu, blog dostluğu, reelde de görüşülenlerden..
    Cıkks bulamadım, ortaya karışık birşey diyelim bari :)

    YanıtlaSil
  13. dostluk bambaşka birşey. aslında yerleşik olmak veya mekan değiştirmek çok etkilemiyor. mutlaka etkisi var ama az bence.. dostunu kankanı bulman muhteşem. sakın bırakmayın birbirinizi.. şu dünyada herkes sahte.. herkes maskeli.. içi dışı bir birisini bulmak çok zor.. kimseye güvenemiyor insan..

    YanıtlaSil
  14. füsun senin adına sevindim bir yaştan sonra arkadaş edinmek gerçekten çok çok zor :))

    YanıtlaSil

Düşüncelerinizi görmeyi seviyorum.

Related Posts with Thumbnails