Yaramaz Fındık

Defne'ye yaz için birkaç yeni kitap almaya karar vermiştim ki Cogitoy'a rasladım. Bir kere bazı kitapların fiyatları birçok internet sitesinden çok daha uygun ayrıca aynı gün kargo imkanı olan kitaplar var. Seçtiklerimin hepsi aynı gün kargo olunca kitaplar da bir sonraki gün elime ulaştı.

İşte Cogitoy'da kitapları incelerken rastladım Yaramaz Fındık'a. Nedense kitap kapağı, resmi, ismi her ne ise çok sıcak gelen birşeyler vardı ve ekledim sepete. Hatta o kadar sıcak bulmuşum ki iki kere eklemişim, 2 tane geldi. Uygun bir zamanda Defne'nin bir arkadaşına hediye edilmek üzere sakladım onu da.

Kitapta şirin bir ayıcık ve işe yetişmeye çalışan annesinin sabah telaşı anlatılıyor. Fındık hazırlanmamak için oyuncak tavşanıyla ilgili türlü bahaneler uyduruyor. Tavşanın karnı ağrıyor, düğmeleri yanlış iliklenmiş, arkadaşlarına veda edememiş vb. En sonunda zor zahmet annesiyle evden çıkıyorlar, bir de yağmur başlamasın mı? Yağmurda koştururken Fındık beslenme çantasını ve tavşanını yere düşürüyor. Annesi çantayı toplayıp tavşanı da kendi çantasına atıveriyor. Sonunda Fındık'ın okuluna ulaşıyorlar. Öğretmeni Çıtçıt hanım ve arkadaşları onu kapıda merak etmiş şekilde bekliyorlar zaten. Anne aceleyle Fındık'ı bırakıp çıkıyor ve bu esnada oğlunu öpmeyi unutuyor. Bizim Fındık buna çok üzülüyor, üzüntüsünü tavşanla teselli etmek istiyor öğretmeni ama tavşanı da bir türlü bulamıyorlar. Fındık ağlarken birden kapı açılıyor ve annesi elinde tavşanla kapıda beliriveriyor. Tavşanı vermeyi unuttuğunu söylüyor ve tabii bir de Fındık'ı öpmeyi. Annesini ve tavşanı gören Fındık ise çok seviniyor ve koşup annesinin boynuna sarılıyor.

Hikaye çok sade, çok basit ama çok duygulu, çok naif, çok sevimli. Biz Defne'yle çok sevdik, hergün defalarca okuyoruz. Özellikle annesinin kapıda tavşanla belirdiği sahneye bayılıyoruz. O sayfaya her geldiğimizde Defne'nin suratına kocaman bir gülümseme yayılıyor, çok iyi anlıyor oradaki duyguyu, sevinci. Onun bu tepkisi de beni her seferinde mutlu ediyor.

Defne ilk başlarda öğretmen Çıtçıt hanımı anlayamadı. Onu da yanındaki öğrencilerin annesi zannetti. O kısmı biraz açıklamam gerekti. Şimdi her seferinde o onların öğretmeni diye açıklıyor bana.

Kitabın çizimlerini de çok beğendim ben. Suluboya tekniği kullanılmış sanırım. Çok yumuşak hatlar ve yumuşak renkler var. Ayrıca arkadaki pencerede yağan yağmur, çaydanlığın soğumasını engelleyen örgü kılıf, yumurtalıkta bekleyen yumurta gibi ufak ama şirin ayrıntılar var. Bir de Fındık'ın annesinin geldiğini anlatan cümle kocaman puntolarla yazılmış. Büyük puntoları görünce o kısmı ilk seferinde coşkuyla okudum ben ve Defne'nin inanılmaz hoşuna gitti.

Kısacası bu kitabı şiddetle tavsiye ediyoruz biz...